Merhabalar,
Bugün sizinle güzel, neşeli şeyler paylaşamayacağım..
17. Ağustos 1999 Marmara depreminin yıldönümü..
İçimiz çok yandı.. Belki de sizler de sevdiklerinizi arkadaşlarınızı tanıdıklarınızı depremde kaybettiniz..
Bizim de acımız inanılmaz büyük..
Kimsenin yaralarını depreştirmek istemiyorum şu anda. Ama küçücük içimden geçenleri paylaşmak istiyorum izin verirseniz..
Temmuz 1999 günlerden bir gündü. Biz annem babam ben, o zamanlar 6 yaşında olan kızım hep birlikte Yalova'ya sitelerdeki yazlıklarımıza gitmek için son hazırlıklarımızı yapıyor, bavullarımızı topluyor yerleştiriyorduk.. Hepimiz özellikle de babam çok mutluydu çünkü çocukluğumun gençliğimin geçtiği en güzel günlerimin geçtiği Yalova yı babam da çok severdi..
23 temmuz sabahı babam aniden Hakk'ın rahmetine kavuştu...
Bizim küçücük ailemizin direklerinin çatırdadığı gündü.. Yıkıldık bittik bir devir kapandı..
Böylece Yalova'ya da gidemedik haliyle.. Cenazeydi, dualarıydı taziyelerdi derken....
Vee 17 Ağustos'ta büyük deprem oldu.. Ne oldu biliyor musunuz bizim Yalova'daki sitemiz, orda bulunan 2 evimiz yerle bir oldu..
Birçok tanıdığımız, benim birlikte çocukluğumun geçtiği, birlikte büyüdüğüm, canım ciğerim arkadaşlarımla beraber...
Evlerimiz yerle yeksan oldu ...
Yine bir devir kapandı Rahmetli babam ile beraber...
Sonra anladık ki.. Babamın 15 gün önce Hakk'ın rahmetine kavuşması, bizlerin hayatını kurtarmıştı.. Çünkü babam rahmetli olduğu için biz Yalova ya gidememiştik böylece, annemin, benim, küçük kızımın hayatları kurtulmuştu...
Allahım sen nelere Kaadirsin...
Elbette acılar unutulmadı.. Nasıl unutulabilir ki.. Ciğerlerimiz nasıl nasıl yandı....
Depremden yaklaşık 15-20 gün kadar sonra annem ve erkek kardeşim Yalova'ya acaba evlerden arta kalan var mı diye boş kamyonla gittiler boş kamyonla döndüler.. O durumu onlar gördüler ben gidemedim çünkü ben dayanamam..
Yaklaşık 5 yıl sonra devlet bizim yıkılan evlerimizin yerine 2 tane ev verdi vermesine.. O yıl heyecanla gittik Yalova'ya.. Evlerimizi aldık hatta birin dayayıp döşedik biraz oturduk.. Birgün cesaretimi toplayıp eski yıkılan evlerimizin oraya gittim ben...
Annem yıkılan evlerimizin yerini hemen yanıbaşındaki ağaçtan tanıyarak buldu.. Ne ev kalmış ne taş toprak bildiğin tarla.. Ve altında yatan onlarca komşularımız arkadaşlarım...
O gün bu gündür Yalova ya gitmiyoruz. Devletin verdiği evler orda öylece duruyor.. Oturmak istemiyoruz gitmek istemiyoruz..
Babamın aniden rahmetli olması bizlerin hayatını kurtardı. Ama babam ve Yalova ile birlikte bir devir kapandı gitti bizim ailede..
O gün bu gündür bir kanadımız kırıktır hep...
Allah o acıları bize Yurdumuza Türkiye'me ve hatta tüm Dünya'ya hiç yaşatmasın bir daha....
Allah rahmet eylesin babanıza ve tüm yaşamını yitirenlere .. Bir yakınımı kaybetmedim acınızı anlamam mümkün değil ancak çok üzgün olduğumu söylebilirim....Her şerde bir hayır vardır .. Şu an gözlerim dolu dolu inanın Allah sabır versin herkese ...
YanıtlaSilhazioz.blogspot.com
Amin çok teşekkür ediyorum gerçekten.. Allah inşallah böyle acı günler yaşatmasın ülkemize ve hiç kimseye..
SilBabanız için allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Benim o sene hatırladıklarım arasında olan şey, babamla memlekete gittik. Yolda ADAPZARIndan geçerken durum vahimdi, yıkık evler filan dualar ederek geçtiğimi hatırlarım.AKSEKİ ye gittik ilk gece deprem orada da oldu. Sonra ALANYA da tatil yaptık hotel de, yine deprem oldu. Dönüşte babam KONYA/ILGIN a gidelim amca oğullarını görelim dedi oraya gittik orada da hafif sallandık. Bir de şirket İSTANBUL a yeni bir program başlangıcını öğrenmek için beni göndermişti. Öğlen en üst katta yemek yiyoruz, yan masada hiç kimse yok, masadaki sürahideki su deniz dalgası gibi gidip geldi, birde benim içim sanki dönme dolaba binmiş gibi bir hoş oldu. Deprem oldu dedim , yok ya sana öyle geldi dediler, ardından bütün herkesin, telefonları çalmaya başladı, eşleri soruyor deprem oldu ne yapalım evden çıkalım diye. Yine bir gün akşam çalışacağız mesaiye kaldık istanbul da kebapçıya akşam yemeği söyledik, tam yemekler geldi ben el yıkadım basamaklardan aşağı iniyordum, (17 ağustos tan sonraki büyük deprem) deprem olmaya başladı, şefim beni tutmasa merdivenlerden beyin aşağı gitmiştim. Hemen en alt kata indik, bayiyerler kilitlendi inanırmısınız ALLAH binadan dışarı çıkmamıza izin vermiyor, alttan üstten geçiyor herkes öyle çıktık. Daha sonra arkadaşlar dan bazıları girdi, Fatih bana 2 kat camından sesleniyor gel kız yemeğini ye, en de cevap aynen şu, başlatma yemeğine de işine de, benim çantamı al gel beni otogara bırak ben lüleburgaza dönücem. onlarca insanın yüreği yandı, tek dayanağımız dua....
YanıtlaSilsevgiler
Aaa nasıl enteresan demek ki fay hattı üzerindeymiş gittiğiniz yol Allah saklasın bir daha..
SilZaten ben de o büyük depremden sonra nasıl korkar oldum.. Hele 5 yıl kadatr sonra yine bize devletin verdiği evlere gittik madem kalalım dedik. Annemin de benim de içimiz kötü oldu.. Bir de orda oturanlar hepsi depremzedeler ya deprem konutları çünkü evler, Komşularla tanışıyoruz hepsi depremi anlatıyor, bir tyere giderken hepsinin ellerinde küçük fener, küçük su şişesi var hepsi küçük bir çanta hazırlamışlar o psikolojiyi bir de orda gördüm. Yok anne ben kötü oluyorum burda kalmak istemiyorum dedim..
Allah gerçekten birdaha göstermesin böyle bir felaket...
Çok selam ve sevgiler..
ne zor günler geçirmişsiniz.babacığına Rahmet diliyorum ve depremde hayatını kaybeden tüm insanlara.kalanlarada sabır....Rabbim bir daha yaşatmasın o günleri...
YanıtlaSil