31 Ekim 2012 Çarşamba

İki yeni örgü çanta ve bebişlerim benim....:))

Merhaba sevgili arkadaşlar,
Aynı şu malum dizide Kanuni nin dediği gibi '' Yola Revan Oldum Bugün...''
Bayram bitti ben de işe döndüm yine... Bayram boyu koşturmacalar, misafirler, yemekler derken o arada evet kitap okuyamadım ama tığ işi yaptım yine.. İşte burda küçük bir heybe tarzı çanta ve bir de el çantası-cüzdan ama kedicikli, Aynı sevgili Ayşım'dan görüp öğrenmeye çalıştığım gibi..:))




Bu arada İhsan Oktay Anar-Yedinci Gün siparişim elime geçmişti kızımın kitapları ile beraber... Ama henüz okumaya başlamadım.. Tembelim yani bu konuda..:))



Sevgili Oğluşum ve asla ayrılamadığı plastik kemiği....:))



Bu da korkak kızım, Boynuna çantayı asarken bile korktu ne oluyor diye...:))



Kedişli çantamın boyutunu göstermek için ise annemin okuduğu İnci Aral- MOR kitabını koydum içine.. Cep boy aslında ama güzelce çantanın içine sığdı... Anneme bayram hediyesi olsun...:))



30 Ekim 2012 Salı

Geçmiş Bayramların Tebriği...

Merhaba sevgili arkadaşlarım..
Elimde olmayan sebeplerden dolayı uzun bir süre internete giremedim.. Ancak ama ancak şimdi fırsatım olabildi şükür... Tüm arkadaşlarımın Geçmiş Kurban Bayramını ve Cumhuriyet Bayramımızı kutluyorum...
Nice mutlu huzurlu bayramlara....


19 Ekim 2012 Cuma

Kedim ile Köpeğimin İnanılmaz Aşkı..

Vallahi Doğru söylüyorum. Kedim ve köpeğim birbirlerine deliler gibi aşıklar...
Sevgili yeni arkadaşım mimoza sormuş geçinebiliyorlar mı diye... Ben de hemen bizim yaramazların olayını göstermek istedim...
Pes yani..:))
Foxy kollarını Mestan a dolamış.. Nasıl memnun...:))





Herkese hayırlı mutlu Cumalar...

18 Ekim 2012 Perşembe

Bir patik daha..:)) Neşeli Ayaklar....:)))

İşte buyrun bir patik daha...:))
Çok sevdim bu patik işini anlaşılan..:))

Happy Feet...:))




Patiğe devam....:))..



17 Ekim 2012 Çarşamba

Maviş Patiklerim ve Banci...

Merhaba sevgili arkadaşlar, Sonunda mavi patiklerimi bitirdim ve hemen resimlerini çekip sizlere göstermek istedim..
Buyrunuz efendim...:))






Patiğin burun kısmına tığla beyaz çiçek yapıp diktim ve çiçeğin de tam ortasına mavi nazar boncuğu koydum.. Patiklerime nazar değmesin..:)))

Ama benim sizlere asıl göstermek istediğim bir mucize..:)!!
Bir güzellik..!!
Bir şirinlik abidesi..:))!!

Mahallemizin bebek kedisi Banci...:))



Tüm arkadaşlarıma mutlu Çarşambalar....:))

15 Ekim 2012 Pazartesi

Yeni örgü patiğe başladım..:))

Merhabalar sevgili arkadaşlar, Sanırım geçen günlerde sandukam sormuştu, patiğe nerden başlıyorsun diye. Ben de ona yardımcı olmak amacıyla daha yeni örmeye başladığım patiklerin resimlerini çekip koydum inşallah yapılışı için bir yardımı dokunur..:))


Bitirince de hemen resmini koyacağım inşallah..:))
Herkese iyi geceler...

Gerontofobi....

Gerontofobi : Yaşlı insanlardan ya da yaşlanmaktan korkma...

Gabriel Garcia Marquez in şimdilerde okuduğum Kolera Günlerinde Aşk adlı romanında geçiyor... Henüz kitabı okumayı bitirmedim.. Ama hemen ilk izlenimlerimi paylaşmak istedim..
Öncelikle benim dünyada çok çok sevdiğim yazarlardan biridir Marquez.. Çoğu kitabını okudum başta Yüzyıllık Yalnızlık adlı muhteşem roman olmak üzere.... Anlatım tarzına bayılıyorum.. Gerçekten anlatım ustası.. Bir yandan hüzünlendirirken bir bakmışsınız aralara ince espriler sokmuş hüzünlenirken gülümsemeye başlıyorsunuz...
Bir diğer özelliği de olayların geçtiği yer ve kişileri öyle tatlı betimliyor ki sanki yanıbaşınızda sizden biri gibi hissediyorsunuz..
Kitabın daha başlarındayım.. Olay birinin intihar etmesi ile başlıyor.. Ama sandığınız gibi değil. Aşk yüzünden filan hiç değil.. Sebebi gerontofobi.. yani yaşlanmaktan korkmak..
Bana çok enteresan geldi.. İntihar olayından sonra olay yerine adli rapor için çağırılan doktor ise 81 yaşında şehrin önde gelenlerinden...
Doktorun yaşlılığını öyle bir betimlemiş ki bir an sanki Marquez, şu an ki halini anlatıyor sanabilirsiniz.. Ama sonra kitabın yazım tarihine baktım. 1985.. Öyle olunca da Marquez sanki kendi başına  gelecekleri önceden sezmiş gibi geldi bana..:)) Ya da çoğu yaşlı insanın olağan hali belki de. Yaşlanınca bende böyle mi olacağım dedim kendi kendime...
Neyse ben okumaya devam edeceğim.. Gabriel Amcaya da Allah'tan iki iyilikten birini vermesini dileyeceğim... Malum kendisi Alzheimer hastası.. Hiç bir şey hatırlayamıyor..:(((




Herkese çok çok selam ve sevgilerle...:))

14 Ekim 2012 Pazar

Çantamda Ne Var.. Mimi...

Merhabalr merhabalar, Yine güzel bir pazar günü, yeni gelen güzel arkadaşlarıma da merhabalar..
Düşündüm taşındım.. Ben de bir mim buldum.. Çantamda Ne var ..Mimi.. Acaba önce yapıldı mı bilmiyorum ama dün gece yatağa yattığımda aklıma geldi.. Ben de sabah kalktığımda çantamı ve içindekileri çektim sizlerle paylaşmak istedim. Sanki zevkli bir mim oldu yine..:)) Tüm ilgilenen arkadaşlarıma gönderiyorum...
İşte benim çantam ve içindekiler...



Soldan sağa doğru ıslak mendil
bir adet ruj
cep telefonum
bir adet parfüm
not defteri
defterimin üzerinde anahtarlığım ve anahtarım
cüzdanım
Cüzdanımın altında Mihrimah Sultan aynam
Burun spreyim
ve bir adet kalemim...


Tabii zaman zaman değişiyor çantamın içeriği elbette ama şimdilik böyle...
Tüm sevgili arkadaşlarıma gelsin bu Mim...:))


13 Ekim 2012 Cumartesi

Yeni Kitabım Ve Okuma Köşem..

Merhabalar merhabalar sevgili arkadaşlar...
Yeni gelen arkadaşlarıma da hoşgeldiniz sefalar getirdiniz diyorum... Vee inanın çok mutlu oluyorum... Bir de mimlere çok mutlu oluyorum...
Öncelikle şunu söyliyim..
Sineklerin Tanrısı- William Golding i dün akşam bitirdim. Ama vallahi sevemedim.. Yine de bir tik koyalım sevgili Mehtap dan gördüğümüz ve beğendiğimiz gibi..:))


Vee yeni kitabım, Kolera Günlerinde Aşk.. Tam da benden beklendiği gibi, Yine bir Gabriel Garcia Marquez klasiği...
Şu an hasta yatağında yatan ve artık hiç birşey hatırlayamayan Yazara saygı Duruşu........

Gelelim en zevkli kısmına.. Sevgili Uur Bocee beni mimlemiş. Hem de yine çok tatlı zevkli bir konu ile..
Okuma Köşesi...

Evet ben de hemen kendi Okuma Köşemin resimlerini çektim ve koydum... Bu mim olayına da bayıldım..:)))) Teşekkürler sevgili Uur Bocee...



Ortam biraz ürkütücü değil mi..:)) Flower Power tamamen benim gençliğimin bir hatırası. Diğerleri de kızımın eline ne geçerse duvarları kaplaması sonucu oluştu..


Okuma koltuğuna da ayıcığı oturttuk.. Pek rahat sanki..:))


Kitaplarımın yalnızca ufak ama çok çok ufak bir kısmı.. Bunlar el altında olanlar henüz okunmuş ya da okumak için sıraya girmiş olanlar...


Kabil Kitabı, Saramago nun gözünden Habil ile Kabil in hikayesini anlatıyor.. Tamamiyle farklı bir bakış açısı.. İnancıma tamamen ters olmasına rağmen nobelli bir yazarın romanını okumak önemli birşey.. Bu arada Saramago'nun Vatikan tarafından afaroz edildiğini de unutmayalım..:!!!!!


Olmazsa olmazım.. Gabriel Garcia Marquez.. Bunlar zaten çoktan okundu bitti.. Hani bir zamanlar Mazhar Alanson Abimizin rol aldığı bir reklam filmi vardı. Reklamı unuttum bile çoktan.. Ama Mazhar abimiz '' Şapkasız Çıkmam Abi..''' Diyordu ya reklamda..
Ben de aynı onun gibi...
'' Gabriel siz Yapamam Abi...!!''

Şimdi bu mim ler kimlere gitsin..:))
Bugün bloğumu ziyaret edip beni mutlu eden 3 sevgili arkadaşa...

http://delikitap.blogspot.com/
http://mustafacihandemir.blogspot.com/
http://zynpkose.blogspot.com/

Çooook selam ve sevgilerimle...

12 Ekim 2012 Cuma

Masamda Ne Var? MİMİİ...

Çok şanslı günlerimdeyim. Ödül ve mimleri görünce nasıl seviniyorum anlatamam.. Sevgili Mehtap arkadaşım beni mimlemiş. Konu olarak da Masamda Ne var..??
Öyle heyecanlandım ve öyle mutlu oldum ki anında masamın fotoğrafını çektim ve şimdi sizlere gösteriyorum. Dağınıklık için kusura bakmayın çünkü tam 1 dakika içinde mimi gördüm fotoğraf çektim ve bloğuma ekliyorum.. ( Çok Sevindim belli oluyor herhalde..::))


Her iki taraftan da çektim. Üstte masamın karşısına çekip fotğrafını çektim. Gördüğünüz koltuk benim emektar koltuğum... Sümen, ajanda, isimlik ve postit ten başka kitaplar, ders yoklamaları, kalemliğim, boş su şişesi ( Günde 3-4 lt su içiyorum ama hala kilo filan veremedim.. Tombişim..)) aynam (Vallahi onu unutmuşum orda) bilgisayarım görülüyor...


Yandan çektim ama güzel çekememişim. Burda telefonum da çıkmış...


Burda da oturduğum yerden çektim.. Scanner, printer, pervanem ( Hala deli gibi sıcak burda havalar) iki mikroskop yanımda, ( Her gün en az bir hayvan otopsisi geliyor malesef..) bir tane de örtülü karşıda görülüyor. (Öğrenci sınavları için..)  Misafir koltuklarımın da bazıları çıkmış...

Ve şimdi de Masamda Ne Var mimini gönderdiğim sevgili arkadaşlarım..
http://birkopegingunlugu.blogspot.com/ Çok sevgili Kömür Dalton
http://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/
ve
http://buffydevampirsayilir.blogspot.com/ Çok sevgili Kirazlı Dondurma....

Herkese mutlu mutlu haftasonları inşallah...

İlk Mim Ve İlk Ödül..:)) Oleeeeyyy..:))

Bugün Cuma günü, Herkese Hayırlı Cumalar diliyorum sevgili arkadaşlarım..
Bugün itibari ile ilk mim ve ilk ödülümü aldım... İlk mim sevgili Kirazlı Dondurma ' dan geldi. SEvgili Arkadaşım çok teşekkür ederim vallahi çok sevindim..
İlk blog ödülüm ise sevgili Dilek Afiyon Avcı ' dan geldi. Amaan nasıl memnun oldum bu güzel Cuma günü.. Çok teşekkür ederim sevgili arkadaşım...:))



Gelelim Mim e...:

Çantamdaki 5 şey...

1. Malum para cüzdanım
2. Ehliyet ve ruhsatım
3. Selpak mendil ile illa ki Burun Spreyim
4. Bazen telefonum
5. bir adet ruj ile aynam

Odamdaki 5 Favori şey....

1. Otis oğluşum
2. Foxy kızım
3. Kedişim
4. Geveze Muhabbet kuşum
5. Şirin adlı minnak balığım

Bu ay planladığım 5 şey....

1. yeni elişleri yapmak
2. Kitap okumak
3. Kilomu dert etmeden bol bol yemek yemek
4. Bu kadar yedikten sonra rejime başlamak
5.  Rejimi boşverip tekrar güzel Antakya yemeklerine geri dönmek..:))

Almak istediim 5 şey...

Vallahi canım hiçbirşey istemiyor huzurum keyfim yerinde Allah a bin şükür....

Ben de bu mim ile ödülleri bu sevgili arkadaşlarıma göndermek istiyorum...

http://orgusaati.blogspot.com/
http://uurboce.blogspot.com/
http://www.cati-kati.net/
http://kitapcumhuriyetim.blogspot.com/
http://gooogoook.blogspot.com/


Tüm arkadaşlarıma sevgi ve saygılarımla.....

11 Ekim 2012 Perşembe

Hem Yedim Hem Ördüm...:))

Maşallah iştahım pek yerindedir ee öyle olunca kilom da hallicedir..:))
Ama boğazıma çok düşkünüm 'yemek varsa yiyeceksin abi' felsefesini her zaman benimsemişimdir.. Öyle olunca da misafirlerimiz gelince Antakya'nın Karaksı denilen güzel bir yerine Antakya kahvaltısına götürdük.. Ne olur canınız çekmesin ama ben bunların hepsini yedim yani en çok ben yedim diyebilirim...:))


Katıklı ekmeğinden tutun da küflü çökelek, zeytin salatası, zahter salatası, babagannuç, kızartılmış peynir, tuzlu yoğurt, hummus, zeytin çeşitleri, yanına da kömür ateşinde demlenen semaverde çay...
Vallahi hem yedim hem yanında yattım..:))
Ama evde boş durmadım...
Bu iki cici kırlenti yaptım. Tığ ile büyük birer daire yaptım ve yuvarlak yastıklar dikip yastık kumaşlarının üzerine diktim.. İpim çok iyiymiş ebruli bir ip ve örmesi de rahat oldu...




Her iki kırlentin ortasına da yine tığ ile iki çiçek yapıp onları diktim. Cici oldular...:))


10 Ekim 2012 Çarşamba

Yedi Emir...

Merhabalar sevgili arkadaşlar,
Daha önce de söylediğim gibi Hayvan Çiftliği ni okuyup bitirmiştim ama şu anda sizinle kitaptan bazı pasajlar paylaşmak istiyorum belki sizi yönlendirebilir...
Hayvan çiftliğinin YEDİ EMRİ...


Yedi Emir
1.      İki ayak üstünde yürüyen herkesi düşman bileceksin
2.       Dört ayak üstünde yürüyen ya da kanatları olan herkesi dost bileceksin
3.       Hiçbir hayvan giysi giymeyecek
4.       Hiçbir hayvan yatakta yatmayacak
5.       Hiçbir hayvan içki içmeyecek
6.       Hiçbir hayvan başka bir hayvanı öldürmeyecek
7.       Bütün hayvanlar eşittir. 

Koca Reis ( Yaşlı Domuzun çiftlik hayvanlarına söylevi..)
İnsan üretmeden tüketen tek yaratıktır. Süt vermez yumurta yumurtlamaz. Sabanı çekecek gücü yoktur. Tavşan yakalayacak kadar hızlı koşamaz. Gene de tüm hayvanların efendisidir. Hayvanları çalıştırır. Karşılığında onlara açlıktan ölmeyecekleri kadar yiyecek verir. Geri kalanını kendine ayırır.
Biz ise emeğimizle tarlayı sürer, gübremizle toprağı besleriz.  Oysa hiçbirimizin postundan başka bir şeyi yoktur.  Siz şu karşımda oturan inekler, bu yıl kaç bin litre süt verdiniz?  Güçlü kuvvetli danalar yetiştirmek için gerekli olan sütleriniz nereye gitti.  Her bir damlası düşmanlarınızın midesine indi.
Siz tavuklar, bu yıl kaç yuumrta yumurtladınız. O Yumurtaların kaçından civciv çıkarabildiniz. Tümüne yakını pazarda satıldı. Jones ( çiftlik sahibi) ve adamlarına para kazandırdı. Ve sen Clover (at) doğurduğun o 4 tay nerede? Yaşlandığında sırtını dayayacağın, keyfini süreceğin, o taylar nerede. Dördü de 1 yaşına geldiklerinde satıldı.. onları bir daha hiç göremeyeceksin. İnsanlara verdiğin o 4 tay ve tarlalardaki emeğinin karşılığında bir avuç yem ve soğuk bir ahırdan başka ne gördün?......


Sonuçta bir çırpıda okunup bitecek bir kitap, Ben beğendim.. Okumanızı tavsiye ederim..:))

8 Ekim 2012 Pazartesi

Hayvan Çiftliği ve Sineklerin Tanrısı..

Merhaba sevgili Arkadaşlar..
Herkese güzel mutlu yeni bir hafta diliyorum.. Verimli Cumartesiden sonra kitap açısından verimli bir Pazar günü geçirdim..
Sizlere bir iyi bir de kötü haberim var..:))
Kötü haber şu.. Çavdar Tarlasında Çocuklar... Okuyamadım... Sevmedim.. 40. sayfada bıraktım..
Şimdi neden diyeceksiniz... Çok klasik bir Esra Erol ile Evlen Benimle cevabı vereceğim size... Elektrik alamadım...:))
Yalnızca kendi gözümden söyleyebilirim elbette yorumumu.. Ben çok obsesif biriyim cidden konu ve yazar takıntım var. Ve tarzım da kesinlikle ve kesinlikle İngiliz Edebiyatı.. Bunu şu son okuduğum kitaplarla da çok iyi anladım. Hep ama hep İngiliz yazarlardan gidiyorum... Dönem romanlarını seviyorum. Anlatım tarzı çok önemli..
Bu yüzden Çavdar Tarlasında Çocuklar okuyamadım... Çok üzgünüm...

Şimdi iyi haber..:))
Dün bir çırpıda okuyup bitirdiğim Öykü var.. George Orwell- Hayvan Çiftliği.. Kitabın Kapağında Bir Peri Masalı yazıyor.:)) Çok da tatlı okuması zevkli.. Fabl gibi ama tamamiyle dönemin siyasi yapısını (!) hayvanlar aleminden anlatan bir kitap...
Yarın Daha detaylı yazacağım bugün fakülteye kitabı yanımda getirmeyi unutmuşum. İçinden bazı pasajlar paylaşmak istiyorum siz de bayılacaksınız...



George Orwell


Ve hemen sonra da Sineklerin Tanrısı - William Golding başladım... Dikkaaaaat.. Çeviren Mina Urgan...



Hep İngiliz yazarlardan gidiyorum bakalım hayırlısı.. Bu arada okuduğum kitapların isimlerine dün dikkat ettim.. Hep hayvan içerikli kitaplar çok enteresan.. Mavi Köpeğin Gözleri, Hayvan Çiftliği, Sineklerin Tanrısı..:))

Evekitap.com dan yapmış olduğum kitap alışverişim şu şekildeydi biliyorsunuz...



Maşallah Diyelim mi...)))

7 Ekim 2012 Pazar

Yeni kitap.. Örgü bardak altlıkları ve örgü bardak kılıfı..

Evet hamarat bir cumartesi geçirdim.. İnşallah yarın yani pazar günü de aynı hızla devam ederim...
Uğultulu Tepeler- Emily Bronte bitirdim..
Bundan 200 yıl önce yazılmış derin bir aşk hikayesi, biraz gotik biraz romantik..
Bu tarz sevenler için oldukça ilgi çekici olabilir. Ama benim aklıma çok daha değişik birşey geldi. Günümüzde her tv kanalında binbir çeşit dizi oynuyor ya ben bunun da bir tv dizisi olmasını isterdim şahsen.. Çünkü bizim seyrettiğimiz bir sürü sapma sapan dizileri çekeceklerine böyle bir romandan haberleri olsa bence bunun da bir dizisini çekerlerdi diye düşünüyorum.. Hatta romanın baş kahramanı Heathcliff rolünde de Kenan İmirzalıoğlu oynarsa inanın mükemmel olur. Bütün kitap boyunca bunu düşündüm..:))

Emily Bronte


Yarın yeni bir kitaba başlayacağım.. Çavdar Tarlasında Çocuklar. J.D. Salinger. İnanın yazar ve kitap hakkında hiçbirşey bilmiyorum. Biliyorsunuz yazarlar hakkında çok saplantılıyım. Kolay kolay bilmediğim yazarların dışına çıkamıyorum.. İnsanın bilmediği bir yere giderken çekinmesi gibi aynı.. Bu konuda biraz obsesifim... Ama bu kitap benim çok sevdiğim bir can arkadaşımın hediyesi.. Bakalım nasıl birşey yarın başlayacağım..:))


Gelelim El işlerime....
Tığ işi Ayçiçeği bardak altlıklarım ve tığ işi baykuş bardak kılıfım....





Bardağımın içine mum koydum. Böyle de çok dekoratif oldu ne dersiniz...:))

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...